Bebeğe iş yaptırmak

Bebeğe iş yaptırmak

Çalış evladım, işleyen demir ışıldar! Evet 1,5 yaşındaki çocuğa ev işi yaptırıyoruz biz, "cani anne baba evde bebek işçi çalıştırırken yakalandı" diye manşet atsın gazeteler. Pişman değilim hakim bey! Ekmek aslanın ağzında bu devirde, az buçuk ev bütçesine yardımı dokunsun di mi ama?! "Bu bezler totonuza bedavadan bağlanmıyor MayaĞnım" dedik, "içtiğiniz sütün karşılığını ödeyin bakalım!". Yaaa, evet.

Bizim kız bu sıra herşeyi "ben kendim yapıcam" havasında, yaşı gereği. E, bence de yapsın tabii. Ayrıca bu yaş sadece başarma ve benlik algısının gelişimi değil, aynı zamanda anne baba başta olmak üzere sosyal çevreye de kendini kanıtlama, anneden ayrı bir birey olduğunu anlama ve dile getirme çağı.. O nedenle tüm bebeklerde bir "iş yapma" azmi beliriyor. Bu bir süre sonra kaybolacak, o nedenle değerlendirin derim..

Peki neler yaptırıyorum? Mesela biz sevgilimle salonda yaymışız totoları, kurulmuşuz koltuğa, elimizde birer sıcacık kış içeceği (sahlep olsa da içsek keşke!), birer de mandalina yemişiz mesela üstüne, mini hanım da kendi mandalinasını soyar, hatta etrafındaki beyaz liflerden pek hoşlanmadığı için onları da bir bir ayıklar, tek tek dilimler ve kendi kendine yer. Onunla da kalmaz, "hadi kızım götür kabukları çöpe at" deriz (tabii ki bizimkileri de kakışlarız içine), sevinçle koşar, çöpün olduğu dolabı açar, çöpü çeker, içine atar, geri iter, kapağı kapar, koşa koşa ve kendini alkışlaya alkışlaya (bu alkışlarla yaşama hali de annemlerden bize hediye oldu evet) odaya gelir. Hatta birkaç posta daha gider gelir. Evet, nesi garip? Al sana en güzelinden "bebeğe kendini büyük insan hissettirecek aktivite" yahu. Bir nevi oyun da diyelim. Zaten oyun öğrenme, öğrenme de oyun demek.

Bununla da kalmayız tabii; çöplerin dökülmesi, annenin mutfaktan verdiği tabak, çatal bıçak, bardak ve içinde çeşitli gıdaların bulunduğu tabakların yemek masasında bekleyen babaya taşınması (ilk birkaç defa içinde zeytin ya da domates vs olan tabakları eğri tutup döktü, "aaaaa ama düzgün taşıyamadın seeeeeen" diyerek utandırdık kendisini, şimdi iki eliyle dikkatlice taşıyor, içi su dolu kap bile veriyorum artık aman sıcak su olmasın tabii), yemekten sonra sofradan geri mutfağa taşınması ve hatta bulaşık makinasında doğru yerlere konması (ayol 5 yılda daha babasına öğretemedim ben bu işi), sofranın silinmesi hatta el değmişken yerlerin ve camların ve nezleli burnun da silinmesi, çiçeklerin sulanması (suyu fazla doldurmazsam ve heyecan içinde koşturmuyorsa üzerine de dökmeden), katlanan çamaşırların çekmeceye konması en sevdiği ev işleri bizim kızın (bi'kaç seneye ütüyü de yıktım mı tamamdır hehehe)

E bunları zevkle yapıyor da, iş kendi oyuncaklarını toplamaya gelince? Yan çiziyor tabii ki!