Bu yandaki bebeği Maya'ya geçen ay babası almış. Ama bu bebeğin çektiğini valla pişmiş tavuk çekmedi, a dostlar..
Tabii ki ilk geldiğinde böyle ayağı çıplak üstü başı kabak değildi bu bebek. Baştan aşağıya pembeler içindeydi. Fakat ne oldu, bizim kız hemen ilk iş o pembe giysilerden kurtuldu. Çekiştire çekiştire kıyafetleri çıkartmış, bir köşeye fırlatmış (ki bunu takiben kendi pantolonunu da en olmadık sosyal ortamda çıkarmayı öğrenmiş) tekrar giydirmek ne mümkün "hayır hayır hayır" başlıyor takılmış plak. E bana uyar, donsuz da gezsin isterse de o kenardan sarkan etiket ne öyle derseniz, kestirmedi onu. Daha doğrusu daha önceki oyuncaklardan birinde deneyip akabinde ağlayan Maya'yı susturmak mümkün olmadığı için bu sefer akıllandım hiiiiç aklıma bile getirmedim o koca etiketi. Öyle çekip çekiştirip, hatta sayfa sayfa okuyup duruyor etiketi. Tasarımcı babası kılıklı, marka etiketlerine düşkün (minicik boya tuhaf tuhaf huylar).
Çıplak ve keltoş bebeğin yanında gördüğünüz iğnesiz enjektör ise, bebeğimizin en vazgeçilmez aksesuarı. Anane dedesi gibi doktor mu olacak derseniz, bilemem de, enjektörsüz çıkmıyoruz biz alemlere. Bebek ve enjektör ve biz. O enjektörle Maya'ya kabızlığa karşı 10ml zeytin yağı içiriyorum geceleri, üstüne de doktorun verdiği ve verirken de "bu tamamen doğal olduğu için pek etkisi de olmayabilir ama ilaç vermeden önce bir deneyelim bakalım" dediği (bu acaip memlekette doktorlar bile bu kadar ilaçtan uzak dururken, doğal sağlıkçılar ne alemde varın siz düşünün derim) şuruptan 5ml veriyoruz (midede ne danslar dönüyor ama bağırsaklar bana mısın demiyor iyi mi). Çocuk tabii nasıl travmatize oluyorsa (abarttım tamam, valla kendi açıyor ağzını mazoşist şey) hemen akabinde kendi de bebeğini travmatize ediyor aynı enjektörle (şiddetin kısır döngüsü işte budur).
Böyle tuhaf tuhaf haller içindeyiz. Dedim ki, elalem pembe pembe giyinir güzel güzel evcilik oynar. Sonra aklıma şu geldi; deveye sormuşlar "boynun eğri?" diye, o da demiş "nerem düzgün ki".... Haydi iyi haftasonları...
Güncelleme: Ay asıl diyeceğimi yazmadan çıkmışım. Maya bu bebeğe bir süredir uygulamalı annelik yapıyor ve gözlemlediğim şeylere inanamıyorum, heyecandan, sevinçten delirecek gibi oluyorum. Bizim zilli bu bebeği o kadar dikkatle tutuyor, kulağına eğilip mırıl mırıl konuşuyor, arada "wua wau" diye ağlama sesi çıkarıp sonra burnundan yanaklarından öpüyor, başına cici yapıyor, bazen poposunu kokluyor, gidip kendi pamuğunu, bezlerinden birini alıp bağlamaya çalışıyor, kitap alıp koltuğa oturtup bıcır bıcır bişeyler anlatıyor, öyle şefkatli ki.. Demek ki benim anneliğim de böyle ona karşı :) Sevinçten deliriyorum be dostlar!