Evsiz bir prenses gibi..

Evsiz bir prenses gibi..

2 aydır Maya kendi kendine giyinmek istiyor ve günlük kıyafetlerini de kendi seçiyor. Aman yanlış anlamayın bu bir başarı öyküsü değil; çünkü 2 yaşındaki sevgili kızım inanılmaz rüküş, renk ve kombin uyumundan bi'haber ve sanırım sanatçı babasına çektiği için oldukça aternatif bir zevke sahip. Onu anlamaya çalışmaktan vaz geçtim ve olduğu gibi kabullendim (akıl sağlığımı korumanın tek yolu buydu inanınız).

Kendim çok süslü ve hatta hiç kokoş değilimdir. Günlük koşturmada itiraf edeyim pantolon ya da jean'den çok elbiseler ve etekler giyerim ama altına da spor pabucumu çeker hop hop keyf ederim. Takıda da altından nefret eder, doğal ve göze batmayan sade malzemeleri tercih ederim. Saçlarıma düğünlerde bile fön çektirdiğim görülmemiştir, doğal dalgasını verir yıkar yıkar çıkarım. Makyaj benim için eyeliner ve hafif tonda ruj demektir, henüz hayatımda fondoten ya da BB krem kullanmadım. Kırışıklığım çok yok, olanı da ağız kenarında gülme izi diyor ve hiç takmıyorum. Ve fakat; kızım bana çekmemiş, bu kesin.

Pembe giydirmediğimi biliyorsunuz. Yine de dolabında anane ve babannesinden hediye gelen ve ayıp olmasın diye ara sıra giydirip kendilerine gösterdiğim birkaç pembe kıyafeti var ama şimdilik kendisinin de pembeye pek düşkünlüğü yok. Fakat rengarenk olmak, dönünce açılan etek giymek, aynada kendini süzmek ve benim takı kutumdan boynuna koluna takılar takmak çocuğun içinden geliyor yahu, şu yandaki fotoğraftaki haline, sol elindeki yüzüklere, sağ bileğinden dirseğine kaymış bileziklere ve tüm vücudun duruşuna bakın yahu, nedir bu?! Engellemiyorum tabii ki içinden gelen bu pakizeliği. Ama arkasına geçip kıs kıs da gülüyorum, ne yalan söyleyeyim.

Bu fotoğrafları da sizle beraber gülmek için çektim. Yüzünü sakladım siber alemde madara olmasın, internet asla unutmadığı için, ilerde keşfedilip zorbalığa maruz kalmasın aman! İşte evimizin "homeless princess"i (evsiz prenses'i) huzurlarınızda :)


Bunun bir dönem olduğunu biliyorum. Aslında genellikle 3 yaş civarı başlıyor ve ilkokula dek sürüyor, Maya'nın içten gelen kokoşluğu 1,5 yaş civarında biraz erken başladı ve "sarı eteğimi giyceeem" ya da "puanlı elbiseeem nerdeee" diye celallenmelerinin bizi güldürdüğünü fark edince iyice alevlendi. Bazen o kadar korkunç giyiniyor ve o şekilde sokağa çıkıyor ki, park ve bahçelerde pusu kurmuş acemi anne avlamayı bekleyen Türk teyzeleri görse çıldırırlar. Bence hiç sorun değil. Şansımı deniyorum, "kızım bak bu elbise güneşli havada giyilir, bugün yağmur yağıyor, üşümemek için pantolon giymelisin" diyorum.

Ya da "sarı eteği pijamaların gibi sadece evde giyiyorsun, dışarda giymiyorsun" diyorum. Bazen kabul ediyor, bazen de ısrar ediyor. Ben de fazla ısrar ettirmeden, inatlaşmasına olanak vermeden "peki bugün bu eteğini giymeyi çok istiyorsun sanırım" diyip bu şekillerde çıkmasına izin veriyorum. Doğrusu kimsenin dikkatini çekmiyor kokoşluğu ama çekse de sorun değil bence. Hayatta kafaya takılacak ve üzerinde inat edilecek daha önemli ebeveynlik durumları olsa gerek :) Çocuğumun zevksizliğinden ben niye utanayım ayrıca, benim üstüm başım gayet normal, demek ki olay bende değil.. E o zaman bana ne ayol, çocuk bir şekilde kendini ifade etme ihtiyacı içindeyse, bırakıyorum böyle evsiz prensesler gibi salınsın.

Bu dönemler de geçecek (Allahım yoksa pembe tütü mü geliyor sırada!? - Dehşet çığlığı -)