Blogdan sonra yaşam

Blogdan sonra yaşam

Ve adım adım sona yaklaşıyoruz.. Bloğu kapatma kararımı verdikten sonra, bu karardan dönmemek inanın benim için de çok zor oldu. Hem sizlerden gelen tepkiler, daha fazla yazmak için motivasyon, hem de sona yaklaştıkça "şunu da yazsaydım keşke" hissiyle dolmak, beni gerçekten kararımı uygulamak konusunda çok ikilemler yaşamaya zorladı. Fakat dediğim gibi; bloğun dışındaki hayatı özlüyorum çünkü blog çok büyüdü, gelişti, kendisi bir dünya oldu ve bu dünya içinde ben kendi özel yerimi kaybetmeye, "özel ve samimi" değil, "genel" olmaya başladım.. Bunu istemiyorum.

Öğrenen Anne en başta benim, sonra sürpriz bir şekilde sizlerin annelik rehberi oldu, bu beni gerçekten çok sevindiriyor. Geride bırakacağım eserle, isimle gurur duyuyorum. Sadece kızımı büyütmedim, beraber kızlarımızı oğullarımızı, aslında en çok da kendimizi büyüttük. Birbirimizden öğrendik. Sadece yazmadım, yorumladınız, sohbet ettiniz, en karanlık günlerimde "geçecek" dediniz, en aydınlık günlerimde benimle güldünüz, sevindiniz. Sosyal medyanın gücü burada işte.

Fakat bir de öbür yüzü var. Aslında "asosyal medya" demek lazım bu yüze. Benim için yazacağım konuları mesleki kitaplarımdan, internetten araştırmak, çok ince eleyip sık dokuyarak doğru bilgiye ulaşmak yani "özgün içerikli blog yazmak" önemliydi. "Mişli mışlı" ya da kopyala yapıştır, başkasının emeğini çal türü bir blog olsun istemediğim için emek verdim ve karşılığını aldım. Kuru bir blog olmasını istemediğim için içimi hayatımı açtım, samimiyetle yazdım, saklamadım ve onun da karşılığını aldım. Ama işin asosyal yanı beni zorlamaya başladı yani buraya günde 1 saat ayırıyordum ve bu başta çok kolayken, kızım büyüdükçe, tek başıma 7/24 yaptığım ebeveynliğin yanında bir de yarı zamanlı çalışmaya başlayınca, eşime, kendime zaman ayırmak isteyince, biraz zorlanmaya, ekranda geçirdiğim zamanı biraz "kayıp" olarak görmeye başladım. Ve eşimin, kızımın yanında kullanmadığım halde, onlardan ayrı ve iş/uğraş içinde olmadığım, tamamen kendime ayırabileceğim çok nadir anlarda (ne yazık ki doğru, çocuklar büyüdükçe layıkıyla ebeveynlik yapmak daha fazla zaman ve emek alıyor) hemen buraya koşturmak bana fiziken ve ruhen yük olmaya başladı. O nedenle Öğrenen Anne'yi tadında bırakmak kararı aldım ve sizler de bu zor ayrılığa hazırlık döneminde bana çok destek oldunuz, teşekkür ederim.

Artık hayata yelken açmaya hazırım. Bu bir bitiş değil, sizin zihninizde şöyle bir imaj bırakmak isterim: bembeyaz kocaman yelkenleri olan, sessiz, sakin, kendi halinde bir yelkenli düşünün. O yelkenli okyanusa açılmak üzere.. Yelkenleri fora etti, rüzgar arkasından sırtını sıvazladı, sizler ellerinizde beyaz mendillerle uğurladınız onu limandan. O artık yalnız, özgür, olabildiğine rüzgara ve denize karışmış.. Gittikçe ufaldı ve ufuk çizgisinde süzülerek kayboldu. Önünde dalgalı denizler, dingin limanlar, yepyeni maceralar var. Dünyayı dolaşacak, belki bir daha dolaşacak, kimsenin gitmediği yerlere gidecek.. O özgür, o mutlu, o geride bıraktıklarına değil, ileriye bakıyor..

İşte bunu düşünmenizi istiyorum Öğrenen Anne için.. İyi ki varsınız, sayenizde çok şey öğrendim. Sağolun varolun! Sevgiyle, sağlıkla, huzurla kalın..