KeseMEME

KeseMEME

Hamilesinizdir, merak edersiniz, "acaba emzirebilecek miyim? nasıl bir duygu? ya canım acırsa?", bebeğiniz doğar, merak edersiniz "acaba doğru emziriyor muyum? yeterince emebiliyor mu? sütüm nasıl artar? acaba 6 aya tamamlayabilecek miyim?", bebeğinizin ilk dişi çıkar, ek gıdaya geçer, merak edersiniz "acaba hala sütüm var mı? acaba ek gıdanın yanısıra anne sütü veriyor olmam gerçekten önemli mi? acaba ısıracak mı? acaba 1 yaşına dek emzirebilecek miyim?", yaşını geçer, hala emer, merak edersiniz "ne zaman bitecek bu emzirme işi? nasıl bitecek? imdaaaat".. Yani bu emme/emilme işleri zor dostlar; emzirmesen olmaz, çok emzirsen olmaz, herkesin bir fikri vardır ve kimse de bir şey bilmez! Yani kimse derken, sizin ve bebeğinizin dışında kimse diyorum.. Aslında belki de sizin bile değil, bebeğinizin dışında kimse bilmez de diyebilirim. Çünkü bizde aynen böyle oluyor.

Maya tam 15 aylık. Tam 16 dişi var. Gelişimi normal. Anneye aşırı bağlılığı ya da korkuları olan bir çocuk değil. Hala emiyor. Hala emiyor. Küçük yazdım çünkü gururla söylemiyorum, utanıyorum, biraz üzülüyorum, biraz endişeleniyorum. Bak bana kızmayın, ben zaten yeterince kızıyorum kendime. Dünya Sağlık Örgütü 2 sene emzirin diyor, müslüman arkadaşlar bilir Kur'an'da aynı şekilde önerilir, doktorlar ve ebeler biraz daha insaflı, "ilk sene emzirin, yaşından sonra artık dengeli beslenen bir çocuğun anne sütü ihtiyacı kalmaz, zaten içeriği devamlı değişen sütün de bu son halinin fazla bir yararı yoktur" diyorlar (en azından benim sorduklarım). Dişçim ve doktorum "yeter artık, vücudunda mineral, kalsiyum, hiçbir şey kalmadı, sana yazık" diyorlar, 20 küsür sene sonra ilkkez dişim çürüdü, daha regl olamadım, Allah bilir kemikler, organlar ne halde, hormonal ve kimyasal çöplük gibi bedenim, bende hiçbir şey kalmadı. Bittim. Ama emziriyorum. Zorla değil, istemediğinde değil, gün içinde hiç emmiyor mesela. Sadece uykuya yatmadan önce ve uyku sırasında saat başı! Aslında Türkiye'den önce uyku sırasında da emmiyordu ama ya rutininin bozulmasına ve sosyal ortamın değişikliğine verdiği psiko-sosyal tepki, ya geçirdiği hastalık ya da (bence) köpek dişlerinin dördünün birden çıkıyor olmasıyla, iki haftadır gece boyu saat başı uyanıyor, sadece pışpışlamak yetmiyor, eliyle ya da sözel olarak memeyi istediğini ifade ediyor. Vermezsem çığlık çığlığa değil sadece, bana vurarak, saçlarımı çekerek, yüzümü tırmalayarak ve tekme atarak yani resmen öfke krizi geçirerek ağlıyor. Vermesem ben de ağlıyorum, hiç kimse uyuyamıyor. Versem ben yine içten içe ağlıyorum, benim dışımda herkes uyuyor. 1 saat sonra aynen... Bittim evet ama bu sefer "öğrenilmiş çaresizlik" içindeyim, artık kabullendim, sesim çıkmaz oldu.

15 aylık çocuğu hala emziriyor olmak, bağlanma odaklı ebeveynlik yanlısı bir anne olarak bile çok zor. Sadece fiziksel kayıplardan değil, sosyal ortamdan gelen hafif alaycı "hala mı emiyor?" yorumlarına mantıklı cevaplar vermeye çalışmaktan hiç değil, kendi içinizde "ya ben ne yapıyorum, neredeyse o dalga geçtiğim oyun oynarken gelip anasını emen tosunlardan biri olacak bu!" diye endişe etmekten zor.. Maya doğduğundan beri ne emzik, ne biberon kullandı. 6 aylıkken o yassı suluklara geçince anca su içirebildim, yine formül süt almadı, 8-11 ay arası günde 100ml. formül sütü bildiğiniz bardakla, içine pipet sokarak falan zar zor içirdim ama yaşına girdiğinden beri yine kesinlikle ne formül süt, ne inek sütü, ne keçi sütü, ne pirinç ya da yulaf sütü asla içmiyor. Peynir, kefir, yoğurt ve dondurma(!)dan başka süt ürünü asla veremedim. Ah şimdiki aklım olsa, sütü sağar biberondan verir, emziği 24 saat uğraşsam da ağzına sokturmaya çalışırdım. Ama işte diyorum ya, neymiş çocuk odaklı ebeveynlikmiş, neymiş istemediğini vermeyecekmişiz, sıkmayacakmışız, dellendirmeyecekmişiz. Al işte sana, sanki pamuk gibi çocuk oldu böyle yaptım da.. Yine bildiğin canavar...

Şimdi tek bir hedefim var. Türkiye öncesi hale geri dönebilmek. Yani emzirip, memesiz uyutmak (bunu başarıyorum 2 gündür) ve gece uyandığı 20 seferde emzirmeden geri uyutmayı başarabilmek (20 sefer olmasa 10 sefer olsa, sonra 5 olsa, sonra sadece sabaha karşı 6 gibi olsa diye ara hedefler koydum). Bunu sağladıktan yani gece boyu emzirmemeyi başardıktan sonra, asıl önemli adımlara yani uyku öncesi emzirme ritüelini aradan çıkartmaya sıra gelecek (bu hızla 35 yaş civarında olacak bu diye hedef koydum, nasılım?)

Eski geleneksel memeden kesme yöntemlerine baktım da, çok şaşırdım. Eskiler amma radikalmiş! Çoğunun yaptığı gibi, yani eroin bağımlıları gibi şak diye bıraktırsam, çocuk "cold turkey" denen durumu yaşarmış, inanılmaz bir travma (çünkü meme sadece besin değil, sıcaklık, yakınlık, güven ve sakinleşmek de demek). E bazı eklı selim çocuklar gibi kendi kendine birden de bırakacağı yok (çünkü gün içinde emmiyor, sadece uyku öncesini emmekle özleştirdi). Ama artık bende de hiç öyle "doğal olan budur bacım, emsin emdiği kadar" iç huzuru ve hipi-anne özgüveni kalmadı dostlar, ben bittim imdat artık yani. Dolayısıyla geriye kalan "adım adım" sistemi bize göre sanırım.. Var mı önerisi olan?