Yemeyen çocukla mücadele

Yemeyen çocukla mücadele

ETMEYİN. Evet, yemeyen çocukla mücadele etmeyin çünkü sadece kendi sinirlerinizi bozmakla kalırsınız. Tecrübeyle sabit. Yine bir yememe döneminin tam ortasından bildiriyorum sayın seyirciler. Maya yine ünlü "kaburgaları sayalım başucumuza koyalım" dönemlerinden birine girdi. Bu ilk değil, son da değil. İlk birkaç yememe döneminde ben kendimi kaybedip çocuğa devamlı yedirmeye çalışıp sonunda delirme noktasına geldiğimde "amağn yeter beh!" demiş ve bu şekilde yememe problemini "çözmüş"tüm (buraya tıklayıp hatırlayabilirsiniz). Bakınız yanda patates soğanları yememek için üzerine çıkıp tepinen tıfıl.

Yine aynen, yemezse yemesin amağn dönemindeyim ben de. Serde psikopatlık var tabii. Yok ondan değil anacığım, hangi anne yevrusunu aç bırakmak ister? Lakin yine okudum bu konuda, baktım doktorların dedikleri hep aynı: Hiç bir sağlıklı çocuk kendini günlerce aç bırakmaz, elbet bir noktada yeniden yemeye başlayacaktır. Ya tamam, katılıyorum da.. Günlerce yemedikten sonra zaten hasta olmuyor mu otomatikman?! Olmuyormuş. Yemekle hasta olmak arasında bağ yokmuş. Tabii ki hastayken yemiyorlar. Neden vücut onca dert içinde bir de yemek öğütmeye enerji harcasın ki, normal tabii. Maya da hastalık dönemlerinde (ki ne yazık ki fazla sosyalleşen bir çocuk olduğu için fazlaca da hastalanıyor) hiçbir şey yemiyor. Hatta iyileştikten 3-4 gün sonra bile iştahsızlığı, azıcık minnacık yemesi devam ediyor. Ben de istiyorum ki böyle bir oturuşta bir köfte yesin (bir kazan makarna diyeceğim sandınız di mi.. Yok ya, valla makul isteklerim var, 1 köfte, yeter..) I-ıh. Köfte değil kaya yediriyoruz sanki. O ağız a-çıl-mı-yor. Bir çocuk sadece su içerek de bir hafta geçirebilirmiş, panik yapmayacakmışız. Yapsak ne yazar ki zaten, ye-mi-yor. Nokta.

Dün yüzmede canım sıkıldı biraz. Maya 16 aylık, grubun en küçüğü. Diğer çocuklar 20-24 ay arasında. Dolayısıyla minicik Maya, peşlerinde. Onlar ne yapsa yapmak istiyor. Havuzun kenarından suya atlıyorlar mesela, o da yapmak istiyor. Hop kaldırıp koyun, şap geri atlıyor. Tekrar tekrar yapmak istiyor. Onu öyle kaldırırken elime kemikleri falan geliyor, biraz üzüldüm işte.. Israr etmiyorum, kendi yemek istediği zaman zaten belirtiyor. Ama ne bileyim, klasik anaç sütlaç Türk anaları gibi peşinde köfteyle de koşmadım hiç.. Kendi isterse sizin (yemeğin) peşinden koşsunmuş. Doğrusu buymuş. Abur cubur da vermiyorum. D dışında Vitamin de vermiyorum (ilerde kansere neden oluyormuş vitamin fazlası). Çocuğu ihmal mi ediyorum ya?!

Tek avuntum; 1 yaşına kadar Maya'yı muhteşem besledim. İlk 6 ay sadece anne sütü, sonra anne sütüne devam ederken aklınıza ne gelirse tüm sebzeler, tüm meyveler (kırmızılar dahil), balık, dana, tavuk, ayarında tahıl, tuzsuz kuruyemişler.. En sevdikleri, genelde çocukların sevmediği balık ve ıspanaktı hatta.. Şimdi sebzelerin hiçbirini (domates ve mısır dışında) ve balıkla tavuğu ağzına sürmüyor, eti çok nadir köfte şeklinde yedirebiliyorum. Süt asla içmiyor, biberon, emzik zaten hiç kullandıramadık biliyorsunuz ama bardaktan da süt içmiyor. Hatta yediklerini sayayım daha çabuk biter yazı.. Geçen biri smoothie yapsana dedi, Meyveleri blenderden geçiriyormuş, içine haşladığı sebzeleri, ıspanağı falan ya da yulaftır, bademdir ekliyormuş. Fena fikir değil aslında. Ama bu sefer de sadece "içme"ye alışacak, hem dişler için iyi değil hem de bir seferde çok fazla kalori alacak yine yemeyecek.. Bir de tabii çocuğu "aldatma" mevzuu var, bazı anneler çocuğa fark ettirmeden birşey kakışlamanın ilerde onu da yalan dolana sevk edeceğini söylüyor (bu ne hassaslık ayol).

Üzülüyorum evet ama çok kafama takmıyorum. Bu konuda yazıyorum ama kafama takmıyorum (:P yediniz siz de). Bu yaşta gelişim dönemleri gereği birden yemek seçmeye başlamaları normal aslında, çünkü bu yaşta ebeveynlerin sınırlarını zorlamaları, kendi bağımsızlıklarını kazanma çabaları ve dünyadaki bazı şeylerin kendi istekleri doğrultusunda yapılması ve değiştirilmesini görme ihtiyaçları var. 2 yaş civarı bu nedenle "ilk ergenlik" dediğimiz bir dönem. Kimi çocuk bunu tuvalete gitmeyerek, kabızlığa varana dek tutarak, kimi çocuk uyku saatlerini zorlayarak, kimi çocuk yemek savaşlarına girerek, kimi de huysuzlukla gösteriyor. Bu dönem 3-4 yaşından sonra düzelirmiş.. O zamana kadar zayıflıktan kopmaz ya da hastalıktan tahtalıköye gitmezse (gitmezmiiiiiş!) Dur bakalım nolcak bu işin sonu..

Derken; tv'de dün yanlış beslenme üzerine bir belgesel izledim. Özellikle fakir bölgelerdeki çocukların yetersiz ve yanlış beslenmesi, klasik kemikleri sayılan çocuklar, yardım fonları falan. Ama bir de zengin çocuklarının yanlış ve fazla beslenmesi ele alındı. Bu gruptaki çocuklar da en az fakirler kadar berbat besleniyor, hazır gıdalar ve özellikle aburcubur fazlalığı. Sevgi vermek yerine yemek vermek konusu yine.. O zaman bari sevgi ve ilgi vereyim ben yine, hücrelerin içini doyurayım..

Okumalar:
1-3 yaş arası çocuk ne kadar yemeli burada.
Parmak gıda tarifleri için harika bir kitap burada.
Yemeyen çocuğu kafaya takmamak için okunması gereken burada ve burada.