Sevgililer gününü es geçmek istemedim ;) Aşığım, aşığız, aşık..!
Ne zamandır bizim evin hallerini yazmamışım, oysa bu bebek bakan baba dizisini çok keyifle yazıyordum, serinin sonuncu hadisesini burayı tıklayarak hatırlayabilirsiniz (o yazıda da önceki olaylara link var, iç içe geçmiş Rus bebekleri misali). Haydi Sevgililer Günü aşkına bir romans patlatayım..
Beyaz Atlı Prens, dostlar başına, pek bir süper baba oldu yahu. O kızın donunu bere niyetine, ayakkabılarını sağı sola solu sağa gelecek şekilde giydirmeler kalmadığı gibi, artık arabayla bir yere gidilecekse 5dk önceden arabaya inip kaloriferi açma gibi "uzman baba" ayrıntılarını dahi yapar oldu (maşallah kocacığıma) ayrıca artık gönül rahatlığı içinde kızı babaya bırakıp spora koşabiliyorum, işten geç gelebiliyorum, kızlarla iş çıkışı birşeyler içebiliyorum. Aklım hiiiç evde de kızda da kocada da kalmıyor, aklıma bile gelmiyorlar hatta! Biliyorum ki ikisi yere oturmuş sessiz sessiz legolarla oynuyorlar ya da tahta bloglardan kuleler yapmışlar, hatta bir iki kez oyun evinde bebeklerle oynarken bile yakaladım baba-baba-babayı!
Cumartesileri kahvaltıdan sonra, ikisi başbaşa önce Gymboree'nin oyun saatine gidiyorlar, sonra bazen haftalık alışverişi yapıyorlar, bazen bir kafe'de baba kız başbaşa pasta yiyip meyve suyu içiyorlar, bazen de ufak bir oyuncak ya da kitap alıp dönüyorlar. Geçen mesela ayın 31'i olduğu için, oyuncak alma günüydü (Maya'nın 31 Mayıs'taki doğum günü şerefine her ayın 31'inde ufak bir oyuncak ya da kitap alıyoruz ve gece de ben baba kıza dışarda bir romantik yemek ısmarlıyorum). Baktım elleri kolları dolu geldiler eve, Maya ilk bebeğini aldırmış babasına! "Baby baby" diye diye, kucaklaya hoplata dolaştı evde tüm gün. Valla ben bunca ay bebek almadım kız çocuğuna, babası gitmiş en pembesinden, en cafcaflısından almış, pes. Benim cinsiyet kalıp rollerine karşı tutumum nedeniyle, beni kızdırmamak ve olayı dengelemek için 3 de minik araba almış valla Maya da benimleyken daha çok arabalarla oynuyor gözümün içine bakıp "biiip biiip" diye diye. Politik baba kız bunlar, damara göre şerbetçileeer sizi!
Beyaz Atlı Prens tabii ki hala bazı konularda beni delirtiyor; 1,5 senedir çocuğun kıyafetlerinin nerde olduğunu (hiç değişmeden aynı noktada oldukları halde) asla bulamamasına, Maya'nın kaç numara bez kullandığını her sefer tekrar tekrar sormasına, uyku konusuna hiiç karışmadan kulağına tıkaçları takıp totosunu da dönüp gece boyu mışıl mışıl uyumasına ve de özellikle bizimle olmak yerine babasına gitmeyi öncelik olarak görmesine (3 haftada bir de olsa) deliriyorum. Ama kadı kızı ve kusurlar bunlar tabii. Benden iyi yaptığı çok şey de var, hastalık dönemlerinde ben stresten tırlatırken sakinliğini koruyabilmesi ve Maya'ya güler yüzle pozitif yaklaşabilmesi, oyun alanlarında ya da bedensel aktiviteler sırasında benden daha koruyucu olması, Maya'nın tüm bürokratik işlerini benden çok daha rahat halledivermesi ve vakit bulduğunda mutfakta bir ilah olması mesela.. Ha bir de haftanın iki günü küveti suyla, köpükle ve lego parçalarıyla doldurup Maya'yla birlikte banyo yapmalarına bayılıyorum.. Tamam, bu adam pişti artık, "süper baba" derim ben kendisine.
Bir de bana "MILF" deyip durması yok mu :D İlahi adam! Allah seni Maya'nın başından, benim de yanımdan daha çooooook uzun yıllar eksik etmesin, bizi birlikte yaşlandırsın inşallah e mi..!