Çok hassas konu bu! İşin iki ucu var; birinde çocuğu insanlardan kaçırma ve asosyal etme riski, diğerinde çocuğu insanlardan gelecek tehlikelere açık bırakma riski..
Bizimki gibi kültürlerde böyle el ele kol kola dolaşmalar, şapır şupur öpüşmeler, gördüğümüz her çocuğun yanaklarından makas almalar, öpmeler hatta ısırmalar normal karşılandığı için, bunların hiç birinden hazzetmeyen ben, yıllar yılı bir yabani gibi yaşadım. Yüzüme karşı "çok mesafelisin" diyen olduysa da, eminim arkamdan "soğuk nevale" diyen daha çok olmuştur. Ne bileyim ailem ve çok yakın sevdiklerim dışında içimden gelmiyor böyle fiziksel temaslar, mayamda yok yabancılarla yakın vücut mesafesi.. Kalabalıkları, aşırı eşya dolu evleri, hızlı ve koştur koştur işleri de sevmeyişim sanırım bu nedenle.
Almanya'da insanlar benim gibi, hele çocuktan sonra buraya iyice ait hissettim kendimi. Burada çocuklar adeta görünmez varlıklar, kimse ne çocuk yetiştirmeme karışıyor ne de çocuğumu öpüp okşuyor. Tabii ki insanlar genelde bebek görünce gülümsüyor, genellikle "çok tatlı" diyor ama bırakın öpmek ya da başını okşamak, kesinlikle dokunmuyorlar çocuğa. Çocuk gözle seviliyor yani. Ve ben çok memnunum bu durumdan. Öyle alışmışım ki, her Türkiye'ye gidişte rahatsız oluyorum yabancıların dokunmasından, sevmesinden, öpmesinden ve yiyecek ikramından. Hele bu sonuncusu ne kadar yanlış, çocuğun gıda alerjisi olabilir, ölüme dahi gidebilir Allah korusun..
Öte yandan, çocuğu yabancılardan kaçırmak, türlü olumsuzluğa odaklanıp "aman çocuğuma hastalık bulaştıracaklar" ya da "aman çikolata verecekler"e takılmak da sağlıklı ebeveynlik değil. Sonuçta biz de sokakta oynadık, yabancılar tarafından sevildik öpüldük, sokaktan ikram da aldık ve normal insanlar olduk (hoş o zamanlar bu kadar çocuk tacizi, gıda alerjileri yoktu diyeceksiniz haklı olarak). Fazla aldırmadan ama mutlaka gözümün önünde tutarak, bu durumları ben Maya'nın isteğine bırakıyorum, eğer istiyorsa kendine dokunulmasını ya da yiyecek ikramını, bence sorun yok.
Fakat son dönemlerde beni rahatsız eden bazı olaylar olmaya başladı. Maya oldukça sosyal bir çocuk, beraber gittiğimiz cafelerde masaları gezer herkesle tanışır, uzun sohbetler eder, hatta içki içiliyorsa şerefe yapar falan. Almanlar genellikle dokunmadan onunla konuşur, gözleriyle severler. Hatta bazen hiç oralı olmaz bakmazlar bile. Ayol, insan bi gülümser bi el sallar di mi, çocuk ayol bu! Ama herkes çocuk sevmek, hayatı sevmek, mutlu olmak zorunda değil. Sonuçta pembe ponilerle içinden dondurma yağan gökkuşakları altında yaşamıyoruz, negatif insanlarla, derdi olanlarla ve sadece kötü olan insanlarla da yaşıyoruz.
Ama gel bunu Maya'ya anlat.. Maya birine merhaba dediğinde cevap bekliyor veya kendine el sallanmadığında ya da ısrarla gösterdiği birşeye bakılmadığında çok bozuluyor. Tabii dünyanın merkezini kendisi sandığı için oluyor bunlar ve zamanla alışacak ama sanırım benim de hatam oldu bu durumun oluşmasında. Bebekliğinden beri insanların içinde ve ben iletişim kurmasını özellikle motive ettim, hele konuşmaya başladıktan sonra tüm sorularına, tüm gösterdiklerine cevap verdim ve çevredekilerle kurduğu iletişimde köprü kurdum. Çoğu kere, mesela bir yerden çıkarken çevredekilere byebye yapmasını destekledim hatta şimdi düşünüyorum da resmen "bak Maya otobüsten iniyoruz, hadi hoşçakal de" diye ısrar bile ettim. E haliyle çocuk yabancılara sakınmadan yaklaşır, kolayca iletişim kurar oldu. Biraz da sevimli bir çocuk maşallah, ortamda mıknatıs gibi çekiyor insanları. Şimdi aklım başıma geldi ama.....
Aslında yanlış yaptığımı diğer çocukları gözlemlerken fark ettim. Diğer çocuklar kesinlikle yabancılarla konuşmuyor, hele yetişkinlere yanaşmıyor burada. Direkt yanınızdan kaçıyorlar. Zaten pek büyüklerin olduğu ortama sokulmuyor çocuklar, dolayısıyla çocuklar çocuklarla iletişim kuruyorken, Maya daha çok büyüklerle iletişim halinde. Bu bize sevimli ve sosyal geliyor, çünkü çocuktan sonra sosyal yaşamımız pek değişmedi bu sayede ve girdiği ortamlarda kendi kendini oyalar, bizim rahat zaman geçirmemizi sağlar oldu diye gurur dahi duyduk. Ama fark ettim ki, bu aslında çok sakıncalı bir noktaya götürebilir Maya'yı. Çünkü henüz zekası yeterli değil, etik ve mantık bilinci yok, tüm dünya iyi insanlardan, gülümseyen insanlardan oluşuyor sanıyor... Yanında olduğum için sorun yok ama ya bensizken..?! Bunu fark edince, birden aslında Maya'nın bu aşırı yakınlaşma davranışının sonuçlarını düşünüp endişelenmeye başladım..
Tabii ki artık onu yabancılarla iletişim ve etkileşim kurmaya teşvik etmiyorum ve hatta onu görmezden gelen insanlar hakkındaki "ay ne soğuk insan, bi el salla ayol bebeğime" fikrim tamamen değişti. Bu insanların azıcık daha az somurtkan olanını resmen sevmeye ve desteklemeye başladım yahu! Yaşasın soğuk nevaleler! :P
Şimdilik gözlem ve kollama dışında bir adım atmıyorum ama yaşına uygun olarak çocuklara "kötü niyet ve istismar" hakkında bilgi vermemiz gerektiğini destekliyor ve burdan sizlere de bir daha hatırlatıyorum. Dünya sadece gülen, iyi niyetli insanlarla, talihli ve mutlu olaylarla dolu değil ve ne yazık ki çocuklar her türlü istismara çok çok açıklar. O nedenle, "doğal ve sosyal bir çocuk yetiştiriyorum" demeden önce, siz de benim gibi yabancıların çocuklarınıza ne derece yaklaşmasına izin vereceğiniz konusunda bir düşünün derim..