Çocukla beraber yemek yapmak

Çocukla beraber yemek yapmak

Avrupa'da da yaşasam, sporuma beslenmeme aşırı dikkat ederek kendim ince kalmayı da başarsam, kendi kendime "yine de Türk anasıyım işte" dediğim konuların başında "yedirme" mevzuu geliyor. Daha önce bizim evin tüy siklet koparmada altın madalya şampiyonunun yememe maceralarını burada ve burada anlatmıştım ve sonra yemeyen çocuğu yedirme çalışmalarımdan nasıl pes ettiğimi ve taktik değiştirip kendisini diğer çocuklarla başbaşa bırakma ve aradan çekilme deneyimimi de burada anlatmıştım. Bunun üzerine zaten ek gıdaya geçtiğinden beri döke saça kendi kendine yeme çalışmaları yapan çocuğum, 1,5 yaşından beri gayet medeni bir şekilde yemeğini çatal bıçakla kendisi yiyor, suyunu bardağından içiyor ve buna rağmen sadece gıdım minnak miktarlarda yediği için kalın kafalı anasına bir türlü yaranamıyordu. E daha ne olsun, pes demezler mi, derler!

Bu durumumu fark ettiğim o noktadan sonra bana bir aydınlanma geldi ve "bırak Allasen yaaaa" dedim. O da ne! "Yemezse yemesin tekniği" meğerse ne şahane bir teknikmiş a dostlar! Gözünüzü seveyim miktara takılmayın, sağlıklı hiç bir çocuk kendini aç bırakmıyor, kendine yeten miktarı kendi biliyor. Az yiyorsa demek ki az yemeye ihtiyacı var, bazı çocuklar yapı itibariyle tüy siklet oluyor, ne yaparsanız yapın yemiyor işte. Önemli olan gerçekten de sizin neyi ne zaman yiyeceğine karar vermenizmiş, çocuğun kendi kendini beslemesiymiş sadece, yediği miktar ise tamamen kendi kontrolünde, kendi seçimi olmalıymış. Vallahi doğruymuş!

Okuduğum blogların birinde iki çocuklu bir anne "ilk çocuğumda aynen doktorların tavsiye ettiği gibi tatsız tuzsuz sağlıklı püreler sundum, son derece iştahsız, yemek seçen bir çocuğum oldu; ikinci çocuğumda ise 6 ay anne sütünden sonra koydum katı gıdayı önüne dişlesin, biz ne yediysek aynısını verdim eline tatsın, döksün saçsın, isterse bir öğünü sadece ekmek dişleyerek geçirsin, hiç umursamadım ve sonuç son derece iştahlı, hiç yemek seçmeyen bir çocuk oldu" demiş, olayı ne güzel özetlemiş işte! Aman boğazına kaçmasın püre yapayım, aman sağlıklı olsun kereviz köklü balık çorbası içireyim derken çocukların içindeki doğal iştahı kaçırıyoruz yahu! Doğru.


Son 6 aydır beraber yemekler, sağlıklı atıştırmalıklar, kurabiyeler falan yapıyoruz; bazısını yiyor, bazısının hiç tadına bile bakmak istemiyor. Hiç sorun etmiyorum. Önemli olan beraber mutfağa girmemiz, beraber çalışmamız, beraber yaratmamız. Sonuç ürün yenmiş, yenmemiş..


Yaptıklarımızın bir kısmını alta, yapmaya çalışıp çuvalladığımız için orjinalinden aldığım fotoğrafları da üste koydum.


Bunlar bizim en çok sevdiklerimiz; fesleğenli pestolu ya da türlü türlü soslarla hazırlanmış makarna, krem peynirli sebze parçalı kahvaltılık ekmekler, rengarenk meyve salataları, çeşit çeşit malzemeli pizzalar ve yulaf ezmeli, içine kuru üzüm, toz fındık, hindistancevizi, çeşitli meyveler koyup, Agav ya da elma şurubuyla katılaştıracağınız kurabiyeler (en üstte) gibi bu yaş grubu çocukların kendi elleriyle hazırlayabilecekleri yemekler ve sonunda yemeseler bile sizinle beraber zaman geçirip birşeyler ürettikleri bu aktivitelere bayılıyorlar. Şiddetle tavsiye olunur!

Ha bir de, tabii ki en önemlisi çocuğa kendimiz örnek olmak. Ben de eşim de tencere yemeği pek sevmiyoruz, "pişirmek"ten ziyade "hazırlamak" yani böyle sanatsal pizzalar, salatalar, dengeli ve göze hitab eden yemekler yapmaktan ve yemekten hoşlanıyoruz. Fakat diğer anne bloglarına bakıyorum da, insanlar gayet normal, sıradan yemekleri "ay bugün bunu yaptım" diye nasıl satıyorlar, inanamıyorum. Dengeli ve süslü olsun diyerek "hazırladıklarımızı" yemekten saymayıp "ben yemek pişiremiyorum" derken, aslında normal bir blogger annenin mutfağından daha sağlıklı beslendiğimizi fark ettim, şaşırdım. Bol sebze, bol salata, tahıllı ekmek ve un, az hayvansal bol bitkisel protein, tohumlar, baharatlar, yemiş ve meyve.. Bizim evde sadece zeytinyağ ve kahvaltıda eşim için tereyağ olur, şekeri 3 yılda bir yenileriz, salatayı "zaruretten" değil severek yeriz.. Ne bileyim, bunu özel de hissedip tarif marif vermeye de kalkmayız. O nedenle tuhaf geliyor bana bloggerların son derece sıradan "bugün ne pişirdim" yazıları. Hep bildiğimiz yemekler; madem sosyal medyada paylaşıyorsunuz, azıcık yaratıcılık, minnacık farklılık bu kadar zor mu bayanlar yahu?!

Son olarak; yukarıda Maya'nın en sevdiği yiyecek; normalde 3 Euro olduğu halde, köşesi yendiğinde cezası 10 Euro olan bu yandaki park yeri biletleri.. Ben ettim siz etmeyin ;)