
Okuduğum blogların birinde iki çocuklu bir anne "ilk çocuğumda aynen doktorların tavsiye ettiği gibi tatsız tuzsuz sağlıklı püreler sundum, son derece iştahsız, yemek seçen bir çocuğum oldu; ikinci çocuğumda ise 6 ay anne sütünden sonra koydum katı gıdayı önüne dişlesin, biz ne yediysek aynısını verdim eline tatsın, döksün saçsın, isterse bir öğünü sadece ekmek dişleyerek geçirsin, hiç umursamadım ve sonuç son derece iştahlı, hiç yemek seçmeyen bir çocuk oldu" demiş, olayı ne güzel özetlemiş işte! Aman boğazına kaçmasın püre yapayım, aman sağlıklı olsun kereviz köklü balık çorbası içireyim derken çocukların içindeki doğal iştahı kaçırıyoruz yahu! Doğru.
Son 6 aydır beraber yemekler, sağlıklı atıştırmalıklar, kurabiyeler falan yapıyoruz; bazısını yiyor, bazısının hiç tadına bile bakmak istemiyor. Hiç sorun etmiyorum. Önemli olan beraber mutfağa girmemiz, beraber çalışmamız, beraber yaratmamız. Sonuç ürün yenmiş, yenmemiş..
Yaptıklarımızın bir kısmını alta, yapmaya çalışıp çuvalladığımız için orjinalinden aldığım fotoğrafları da üste koydum.
Bunlar bizim en çok sevdiklerimiz; fesleğenli pestolu ya da türlü türlü soslarla hazırlanmış makarna, krem peynirli sebze parçalı kahvaltılık ekmekler, rengarenk meyve salataları, çeşit çeşit malzemeli pizzalar ve yulaf ezmeli, içine kuru üzüm, toz fındık, hindistancevizi, çeşitli meyveler koyup, Agav ya da elma şurubuyla katılaştıracağınız kurabiyeler (en üstte) gibi bu yaş grubu çocukların kendi elleriyle hazırlayabilecekleri yemekler ve sonunda yemeseler bile sizinle beraber zaman geçirip birşeyler ürettikleri bu aktivitelere bayılıyorlar. Şiddetle tavsiye olunur!
Ha bir de, tabii ki en önemlisi çocuğa kendimiz örnek olmak. Ben de eşim de tencere yemeği pek sevmiyoruz, "pişirmek"ten ziyade "hazırlamak" yani böyle sanatsal pizzalar, salatalar, dengeli ve göze hitab eden yemekler yapmaktan ve yemekten hoşlanıyoruz. Fakat diğer anne bloglarına bakıyorum da, insanlar gayet normal, sıradan yemekleri "ay bugün bunu yaptım" diye nasıl satıyorlar, inanamıyorum. Dengeli ve süslü olsun diyerek "hazırladıklarımızı" yemekten saymayıp "ben yemek pişiremiyorum" derken, aslında normal bir blogger annenin mutfağından daha sağlıklı beslendiğimizi fark ettim, şaşırdım. Bol sebze, bol salata, tahıllı ekmek ve un, az hayvansal bol bitkisel protein, tohumlar, baharatlar, yemiş ve meyve.. Bizim evde sadece zeytinyağ ve kahvaltıda eşim için tereyağ olur, şekeri 3 yılda bir yenileriz, salatayı "zaruretten" değil severek yeriz.. Ne bileyim, bunu özel de hissedip tarif marif vermeye de kalkmayız. O nedenle tuhaf geliyor bana bloggerların son derece sıradan "bugün ne pişirdim" yazıları. Hep bildiğimiz yemekler; madem sosyal medyada paylaşıyorsunuz, azıcık yaratıcılık, minnacık farklılık bu kadar zor mu bayanlar yahu?!
Son olarak; yukarıda Maya'nın en sevdiği yiyecek; normalde 3 Euro olduğu halde, köşesi yendiğinde cezası 10 Euro olan bu yandaki park yeri biletleri.. Ben ettim siz etmeyin ;)