Evet doğru okudunuz serinin 3. ve SON yazısı bu :) Krizler bitti mi Öğrenen Anne? Nasıl yaniii? Bunun sırrını bize de verrr! Tamam vericem ama önce son kez gülelim, sonra bu yazı neden sonmuş, nasıl son olmuş öğrenelim ;)
En son burda kalmıştık. Devam :D
- 1 aydır - bin şükür - yumurta yemeye başladın, ama niyeyse sarısını asla yemiyorsun. Ayırıyoruz beyazla sarıyı, tam beyaza dil atacaksın, gözlerin dehşetle büyüyor: "aaaaa sarıııı!!! imdaaaat imdaaaat! yardım ediiiiin!!!" diye bir can hıraş haykırman var ki oy oy oy (nasıl bir terördür yumurtanın sarısı bilemedim ki?!)
- Hastasın yine, burnun horhor çeşme gibi aktıkça "hüloaaaağğğ" diye haykırıyorsun, e gel sileyim, yok kendim silicem, e sil, hüüüp nefes içe, kızım dışa sümküreceksin, hüüüüp nefes içe, bak böyle yapacaksın püüüü, hayır hüüüp, böyle bak püüüü, hayır hüüüp, hüloaaaağ! Uleyn sümüğüyle bile kavga halinde yaaaa!
- Bugün komşunun oğlu Anton'un 4. yaş doğum günü partisine gitmeye yeltendik ama sen hayır kırmızı elbisemi giyeceğim (giydin) hayır sarıyı giyeceğim (giydin), hayır diğer çocuklar gelmesin sadece ben ve Anton olsun (oldu yavrum, başka? mum ışığında keman sesi?), hayır Anton'a hediyesini ben vereceğim sen dokunma derken, ben hay krize girdi girecek falan diye ip üstünde cambazlık yaparken fark ettim de; işine gelince hiç de krize falan girmiyorsun, iki elini eteğinde bitiştirip göz süzmeyi biliyorsun!
- Maya bu kimin bebeği? Beniiim. Aaa sen annesi misin onun? Eveeet. Ben ananesiyim o zaman? Hayıııııır! E baban da bebeğin dedesi? Hayııııııııır. E ama benim annemle babam senin ananenle deden ya, siz de senin bebeğinin ananesiyle dedesiyiz. Hayıııııııır. Hüaaaağ hayır hayır hayır sen annesin, baba da babaaaaa hüaaaaaağ (tamam ayol değilim anane falan pes!)
- Beyaz Atlı Prens'in "fark ettin mi bugün, ya dur hatta bir iki haftadır Maya hiç krize girmedi?" demesinin ve benim "aaa evet çünkü Maya bugünlerde çok güzel günler geçiriyor, çok eğleniyor ve çok güzel, akıllı ve uslu, tam bir "iyi çocuk" gibi davranıyor" dememin 827261 salise ardından, bir bana bir babana bakıp gözlerini belertip en tiz sesinle "hayır kriiiiiz kriiiiiz Maya kriiiiiiz, hayır Maya eğlenmiyooooor, Maya iyi çocuk değiiiiiiiiiiil" diye bağırman ve kendini yerlere atman neydi öyle yaw?
Yetmedi mi? Bana yetti :D Ama siz daha önceki krizlere de gülmek için buraya tıklayabilirsiniz :D
Bu kriz konusunda yazdığım son yazı sevgili 2 yaş anneleri :) Çünkü gerçekten de Maya'nın krizleri azaldı (yerini daha ince tasarımlanan bir psikolojik savaşa; "nedeeeen?" sorusuna bıraktı. Günde 183736 adet neden-çünkü muhabbeti yapıyoruz son 1 aydır ama bu kesinlikle daha keyifli). Kendini yerlere atıp çırpınmaları, tuhaf tuhaf şeyler için tutturup inatlaşmaları, en ufak en önemsiz kuralı dahi sınamak için trajediler yaratması falan hep azaldı. Çok şükür, bu dönem DE geçiyor, hissediyorum.. Fakat size bir sır vereyim mi? Bunu Maya kadar ben de başardım, benim de başarım bu!
Size yazdığım ilk kriz yazısından hemen önce bana bir aydınlanma gelmiş ve "uleyn sonuçta 2 yaşında bir çocuk, bundan ne korkucam be, bacaksız istediği kadar ağlasın yerlerde sürünsün, bana ne aman" demiştim. Buna biz terapistler "farkındalık" diyoruz :D İlk adım. Sonra, dedim "e bu tüm çocukların yaşadığı bir "dönem" sorunuysa, o zaman ben kendimi rahatlatacak bişeyler yapmalıyım! Nedir beni rahatsız eden? İnsanların çocuğum ağlıyor diye beni suçlamaları mı? Kriz anında kendimi yetersiz anne, kötü anne hissetmem mi? Krizi yönetememem, sinirlenmem, korkmam mı?"
Çevreden gelen tepkiler bence işin en zor kısmı olduğu için, ben kendimden başladım dostlar. Öncelikle kriz dışındaki zamanlarda Maya'ya sadece "gerekli" kurallar koydum, kendisini birçok şeyde özgür ve hatta başıboş bıraktım. Uleyn sarı eteğini giyip dans mı etmek istiyor, buyursun. Banyo yapmak istemiyor mu, yapmasın, yarın yapar. Saçını tartmadı mı, eyvallah, tarzan gibi gezsin tüm gün. Ha yine mi krize giriyor, girsin efendiler girsin, bırakınız girsin, nöropsikolojik gelişimi bu şekilde deyin geçin. Ha evde yavaş yavaş krizleri yönetir hale geldim. Sinirlenmek bir yana, kıs kıs gülüyorum arkamı dönüp. "Durumunuz"la dalga geçmeye başladığınız anda, "durumunuz" elindeki deli değneğini sallamayı bırakıyor sevgili dostlar.. O yerde tepiniyor tepiniyor, 40dk, 30dk, 10dk derken baktım 2dk tepiniyor bitiriyor! Neden, çünkü yanına oturmuyorum, gzümü gözüne dikmiyorum, tamam geçti demiyorum. Sadece aynı odadayım, kendi işimi yapıyorum. Arada da ona "tamam ağlaman bitince sarılacağız, öpüşeceğiz. Bitince gel yanıma" diyorum. 1 ayda öğrendi, "bundan sonra böleeee".
Sonra ikinci adıma geçtim. Etraf ne der?! Ayh en beteri.. Evde değil alışverişte, otobüste, restoranda dellenen velet.. Daha düne dek de başaramamıştım, dün birden aydınlandım yine. Yılbaşı kartı almaya kırtasiyeye girdim (en sevdiğim mekanlardan biridir, azcık ona buna bakmadan, defterleri koklamadan, kalemleri denemeden asla çıkmam) Maya da şu 5-6 renk aynı anda yazan tükenmezlerden aldı eline. Eyvallah. Fakat "yavru ver ödeme yapıp çıkıcaz" dememle kendini yere atıp haykırmaya başlaması bir oldu. Kırtasiyede 3 yaşlı teyze 1 satıcı 1 genç kadın var anında bunlar işi gücü bıraktı "ayy nesi var, uykusu mu var, karnı mı aç, ay al yavrum bak kalem ağlama al evladım bak şeker tut tut" başladılar. Hatta kadınlardan biri "heralde çok alışveriş yaptınız yoruldu, belki de eve gitme vakti gelmiştir" diye nasihat çekiyor bana. Bana!!! Banaaaaağ :D "Yok ayol daha evden çıkalı 5dk olmadı" dedim ve ekledim "bişiyi yok yeaaaa, 2 yaşında".. Kadınlar bana anlamsızca bakıp büyük ihtimal "çocuğunu ihmal eden pis ecnebiĞ" dediler içlerinden ama ahahahaha o da nesi, hiç sallamıyorum. Yerde kızım iki seksen yatmış tepiniyor, ben sanki hoş bir müzik eşliğinde salınarak kasaya yürüyor ve kalemi kartları ödüyorum, ahahahaha! Bu kadın ben miyim? Ne utandım, ne sıkıldım. Ödedim sonra gittim oturdum yanına "Maya bak kalemin parasını verdim artık kalemi eve götürebilirsin, hazırsan ağlamayı bırak ve kalk eve gidelim boyamaya başlayalım" dedim. Seninki şak diye sustu, hiçbişey olmamış gibi kalktı ve el ele tutuşup çıktık dükkandan. Gerimizden baya bir konuşmuşlardır ama bananeğğğğ.. 2 yaşında bir çocuk ayol bu, ağlar da susar da..
Ben en çok başkasını kendi durumumda gözlemlerken öğreniyorum. Burda da baktım bu yaşlı kadınların Maya'nın çevresinde panik içinde dönüp durmaları, vaatleri falan çok saçma yahu. Çocuk zaten başka boyutta, sen sadece kendi dilini yoruyorsun. Bırak ne hali varsa görsün, sonsuza dek ağlamayacak ya.. Sen böyle "amaaağn koyver gitsin, alt tarafı bir bacaksız, bundan mı korkacam" dediğin anda klinnng, büyü bozuluyor.
Bundan sonra Maya daha çooook kriz yaşayacak eminim ama ben sanki dün böyle video game'imde bir level atlamış falan gibi oldum bu annelik denen bitmez merdiven basamaklarındaki maceramda.. O nedenle çok acaip dehşet komik bişey olmazsa, elveda 2 yaş krizleri antolojisi diyor, hepinizi ve sıpalarınızı öpüyorum.
Darısı sizlerin başına (Allah kurtarsın bacım..)!