Maya'nın iki yaş krizlerinin başladığı zamanlardaki halimi düşününce, şunu fark ettim; onun bitip tükenmek bilmeyen isteklerine ya da onun mutlu olmasına odaklanmak yerine kendimi önemseyerek kendime zaman ayırdığımda, ben daha mutlu bir anne oluyorum ve o önüme neyle gelirse gelsin, tahammül eşiğim geniş oluyor, çözüm yolunu en pratik şekilde bulabiliyorum ve o zor dönemden çok daha çabuk çıkabiliyorum. İşin sırrı; kendime zaman ayırmak. (Da.. tek başına çocuk büyütüyorsun, nasıl ayıracaksın, bazen kafanı kaşıyacak zaman bulamazken!? İşte bunu çözemiyorum mesela.. Neyse geçelim şimdilik onu, olumlu olucaz bu yazıda..)


Açıkcası hayatımın odağında tek bir şey (işim, eşim hatta çocuğum bile) yok. Onun yerine keyif aldığım şeyleri hayatımın odağına koydum, zoraki yapılması gerekenleri ya da içimden gelmediği halde bir başkasının ya da toplumun normlarına uygun olan davranışları, hatta gereksiz, samimi olmayan ilişkileri bile bıraktım bir kenara. Sadece sevdiğim insanlarla, bana keyif veren insanlarla görüşüyorum, kendimi hiç bir işe ya da davranışa "zorunda" görmüyorum. Bugün temizlik günü diye bir günüm yok mesela ya da 2 gündür sevişmiyoruz aman bugün sevişmeliyiz gibi bir ilişki kıstasım. Sadece içimden geldiği için yaptıklarım, yapmaktan zevk aldıklarım var. (he evet, işler de kendi kendilerini yapıyorlar, sabah bi uyanmışım ev tertemiz etmiş kendini, bir bakıyorum zihin gücüyle camlar tertemiz mesela, hadi itiraf et bazen deli danalar gibi koştura koştura ve söylene söylene ev işi yaptığını ve koca bir gün totonu koltuğa koyup bir kahve içecek zaman bile bulamadığın gerçeğini)
Ve mutluyum evet.. Mutlu olduğum için de eşimi ve çocuğumu da mutlu edebiliyorum. (bak iç ses dut yemiş bülbül burda, demek ki bu doğru galiba, kızı pek mutlu edemedim şu ana dek ama onu mutlu etmek deveye hendek attırmak gibi bir şey, koca da arada yan çiziyor miykliyor ufak şeylerden, kıza çaktırmamak adına mimik ve göz belertmelerle, içimizden bağrışarak "sessizce" tartışıyoruz ama genel resme bakarsan mutluyuz çok şükür yahu, sağlık ve huzur olsun da, gerisini hallederiz be hayat!) İşin sırrı, şu yandaki resimde özetlenmiş arkadaşlar.. Vallahi bakınız, bakan görüyor, görmek için bakınız..
Kıssadan hisse; herşeyi bırakın bir kenara, hatta gerekiyorsa çocuğu bile. Öncelikle kendinize bakın, kendinizi sevin, yaptıklarınıza başardıklarınıza bakın ve gurur duyun. Şimdi son nefesinizi veriyor olsanız ne olur aklınızda düşünün, başaramadıklarınız mı, başardıklarınız mı, yoksa sadece şu masmavi gökyüzüne azıcık daha bakayım, bir nefes daha çekeyim içime, "güzeldi beeee" diyeyim mi.. Bizden geriye ne işimiz, ne adımız, ne çocuklarımız hiç bir şey kalmayacak, o nedenle aslında takıldığımız konuların hiçbirinin çok da önemi yok. Şu dünyada bir yolcuyuz, bazı şeyleri deneyimlemek, öğrenmek için buradayız ve çabucak geçip gidiyor zaman. O nedenle; kendinize odaklanın, mutlu olun, mutlu edin.. Gerisi hikaye olsun..
Kıssadan hisse; herşeyi bırakın bir kenara, hatta gerekiyorsa çocuğu bile. Öncelikle kendinize bakın, kendinizi sevin, yaptıklarınıza başardıklarınıza bakın ve gurur duyun. Şimdi son nefesinizi veriyor olsanız ne olur aklınızda düşünün, başaramadıklarınız mı, başardıklarınız mı, yoksa sadece şu masmavi gökyüzüne azıcık daha bakayım, bir nefes daha çekeyim içime, "güzeldi beeee" diyeyim mi.. Bizden geriye ne işimiz, ne adımız, ne çocuklarımız hiç bir şey kalmayacak, o nedenle aslında takıldığımız konuların hiçbirinin çok da önemi yok. Şu dünyada bir yolcuyuz, bazı şeyleri deneyimlemek, öğrenmek için buradayız ve çabucak geçip gidiyor zaman. O nedenle; kendinize odaklanın, mutlu olun, mutlu edin.. Gerisi hikaye olsun..