Döndük dostlar, kalbimiz yine uzaklarda kaldı ama kürkçü dükkanımıza döndük. İki çocuklu bir arkadaşım "hadi itiraf et, dinlenemedin di mi? kehkeh" dese de, vallahi dinlendim! Dinlenilmeyecek gibi bir yer değildi ki! Malezya hem doğası, hem insanı güzel bir ülkeymiş, biz ailecek çok sevdik, yine gelecek biz! :) Bol bol dinlendim dinlenmesine de, bizdeki sorun; o kadar dinlendikten sonra daha eve gireli 2 saat bile olmamışken tüm o dinlenmenin sıfırlanması oluyor malum "tatil sonrası sendromu" nedeniyle. Fakat bu sefer, tatlı bir boşvermişlik ya da neşeli bir delilikle bu sendromu daha kolay atlattığımı da görüyorum (bakınız kafaya şapka, kulağa küpe edilmiş portatif seyahat tuvaĞletiyle samimiyet).
Çocuklarla, bebeklerle, hamileyken (ya da hepsi bir aradayken) seyahat etmenin bir kaç altın kuralı var tabii. Bu kuralı: "planlı ama esnek olmak" diye özetleyebilirim. Yani, seyahat sırasında rahat etmek istiyorsanız, hazırlık aşamasında akıllıca davranmanız gerekiyor. Fazla yük taşımamak (ya da bakınız yandaki gibi eşit hayat şartlarında herkese kendi yükünü taşıtmak), rotayı tüm ailenin zevk alacağı ve sakince seyahat edeceği şekilde belirlemek (5 yıldızlı otel konsepti dışında ülkeyi görmek, tanımak, gerçekten yaşamak istiyorsanız mesela araba kiralamak, şehirler arası 4-5 saatten fazla olmamasına dikkat etmek, konaklayacağınız mekanları seçerken özellikle fakir ülkelerde uzun yollara çıkacaksanız araya dinlenme molaları diyebileceğim rahat ve hoş otelleri serpiştirmek, çocuğa "oyun ve oyuncak" konusunda biraz fazla zaman ve emek ayırmak, tatilin onun da tatili olduğunu düşünerek onun seveceği aktiviteleri, yemekleri, konaklama seçeneklerini de göz önünde bulundurmak) ve özellikle uzun uçak yolculukları içeren seyahatlerden dönüşte hem kendinize hem de çocuğa iş ve okul öncesi bir kaç gün "alışma tatili" vermek, bu "akıllıca" davranışlardan bazıları.
Kentler arası yolları maksimum 5 saat tutup, öyle uykusu saatine denk getirmek, bol bol oyuncak, kitap ve sağlıklı aburcuburla desteklemek hayat kurtarıyor, aynen uçaklarda da bu tekniği tavsiye ederim. Bu sayede 13 saatlik gidiş yolunu HİÇ ekran kullanmadan, dönüşte ise benim pestilim çıkmış olduğu için 3 saatini Inside Out, Minions ve şu mavili prensesli adını hatırlayamadığım çizgi filmle geçirdik ama herkes hayatta ve sakin şekilde eve vardık :) Ha bir de jetlag için önerim; direkt uçmuyorsanız, orta noktada 2 günlük bir "stop over" yapıp 6 saatlik farkı hafifletebilirsiniz ve uçakta (fazla) uyumamak, kahve şeker gibi uyarıcıları kullanmamak, varılacak merkezin saatini esas alarak uyku düzenlemesini yapmak (hatta uçuş saatini buna göre seçmek, mesela vardığınızda gece 8 gibi olursa şahane oluyor) önerilerim arasında. Ha bir de uyku kadar yemek saatlerine de düzenleme getirmek lazım, özellikle güneş ışığında zaman geçirmek vücudun biyolojik ritmini ayarlaması için önemli ve büyükler için "zencefil" mucizeler yaratıyor. Yine de hepimiz, özellikle Maya jetlag oldu ve gecenin 3'ünde uyanıp kalkmaya çalıştı ama 4-5 gün sabırla normale dönüyor vücut..
Gelelim tatile. Hem güzel hem de maceralıydı bu tatil (bakınız üst sağ fotonun kırmızı çembere alınmış sol köşesinde 54. kattaki sonsuzluk havuzunda başına buyruk yüzen çocuk ve selfie'ci vurdumduymaz anababa!). Beyaz Atlı Prens'le kızı bırakıp keyfime baktığım zamanlar gani ganiydi (inanılmaz ama spa keyfidir, masajdır, başımı alıp sabahın köründe okyanusta tek başıma yüzmelerdir, akşam havuz kenarında sevgilimle mokteyl yudumlamalardır her birini yaptım!) Maya'ya 4-5 yeni oyuncak, kitaplar falan almıştık, onlar baya cankurtaran oldu. Havuz başında yan gelip yatma ve insanları izleme zaten en büyük zevkiymiş hatunun (kime çektiyse, allahımmm aileye yeni bir psikolog geliyor sanırım).
Yerel yemekleri çok baharatlı oluşları nedeniyle deneyemese de, bazı tatları denedi. Ama açıkçası döndür dolandır aynı tipik abur cubur seyahat yemekleri ve bol dondurma ile idare etti beslenmesi, çok perişan düşmesin diye ek vitamin verdim tatil boyunca. Şükür hastalanmadan geldik. Dönüşte 40 dereceden 14 dereceye iniş biraz hırpaladı, hafif ateşli bir soğuk algınlığı yaşıyor ama şükür, geçen seneki Afrika seyahatimiz gibi cortlamadı bu sefer :P
Gelelim başlıkta mevzubahis ettiğim kocama :D Valla hamile karısı ve 3 yaş altı çocuğuyla ne kadar dinlendi bilemiyorum, emin değilim ama pek sesi çıkmadı. Zaten kendisine bir soğuk bira ver, iki öpücük yolla, tüm günün yorgunluğunu unutur, kolay bir adamdır sağolsun.. Maya ile benden çok o ilgilendi bu tatilde, vallahi havuzdan spadan daha şahane bir lükstü bu benim için. "Dinlendim!" diyebilirim gönül rahatlığı içinde :)
Dün yeni evimizin anahtarını aldık (ayın 13'ü Cuma ve sağ elimle kucakladığım Maya nedeniyle sol elle açılan ev kapısı felaketini hiç anlatmayayım), önümüzde baya yoğun bir taşınma süreci var, bol şans dileyin lütfen, tatilin tüm dinlenmesi akıp gitmesin, kalsın üstümde azıcık..!