Kış Geliyor Ört Hocam Yorgan Yorgan Üstüne


Evet bu kış pek kış gibi geçmedi. Her an ‘amaan bu ne biçim ocak ayı ya’ diye homurdandık durduk. Ama istediğimiz oldu ve kar göründü! Tabi ki kar demek, sadece kar topu, eğlence kayak demek değil. 0’ın altında hava sıcaklıkları demek, üşümek demek.


 Gelelim soğuk havanın vücudumuzda yaratabileceği olumsuz değişikliklere;
Uzun bir süre hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretti ve doğal olarak son günlerde meydana gelen ani düşüşler insanların biyolojik ritminde değişikliklere yol açabilecek.


Soğuk havalarda kalp damarlarında meydana gelen büzüşme ölümle sonuçlanabilecek koroner kalp hastalıklarına yol açabiliyor. Şeker hastaları ve böbrek yetmezliği olan hastalar da ritm bozukluğu ve kalp yetmezliği açısından sıcaklığın ani düşüşünden olumsuz etkileniyor.


Ayrıca ısınmak için yakılan sobaların ve kalorifer atıklarının havayı kirletmesi, solunum yolu enfeksiyonlarını şiddetlendirip, astım, nefes darlığına neden oluyor.Tabi iç mekanlarda da maruz kaldığımız kuru ve sıcak havalar cilde zarar veriyor.
Sadece hava sıcaklıklarının düşmesi bile hastalıkların oluşum sıklığını artırırken mevsim değişikliğine bağlı olarak halsizlik, isteksizlik, baş ağrısı ve yorgunluk gibi belirtilerle grip, soğuk algınlığı, bronşit gibi pek çok hastalık da kendini göstermeye başlıyor.
  Peki ne yapmalıyız?
Güçlü bir bağışıklık sistemi, hastalıklara yakalanmayı önler, bu nedenle yaşlı genç herkesin özellikle yediği besinlerle bağışıklık sistemini güçlendirmesi gerekiyor.
1.Brokoli, kivi, enginar, yoğurt, domates, havuç gibi besinler hem bağışıklık sistemini güçlendirir, hem de dinç hissettirir. 
Su ihtiyacını karşılamak için günde en az 2 litre su içmek gerek.Pekmez, limonlu çaylar, nane limon, rezene çay, bal ve C vitamini içeren meyvelerin tüketilmesine ağırlık vermekte fayda var.
2. Soğuk algınlığı, enfeksiyon, zayıf bağışıklık sistemi ve kanserden korunma gibi durumlarda dünyanın en önemli şifalı bitkilerinden olan ekinezya çayının da kullanımı son derece faydalı.Hem ekinezyanın, nam-ı diğer kış çayı, Lipton tarafından hazırlanmış poşetlerini marketlerden temin edebilirsiniz. Ama tabi ki aktardan alıp kaynatıp içmek daha faydalı ve tesirli. 
3.Tabii ki cildimiz de çok önemli. Cildin kurumasını azaltmak için yağ oranı fazla likit oranı yüksek nemlendiricilerin kullanılması gerekiyor. Ayrıca bol bol balık tüketilebilir. Çünkü balığın içinde yağ miktarları fazla olduğundan derinin kuruluğuna iyi gelir ve canlılık kazanmasına yardımcı olur.
4.Eldiven, bere ve atkı gibi koruyucu giysileri muhakkak kullanmakta fayda var. Ayrıca aşırı yünlü giysiler giyilmemeli.
5.Kışın ısınmak amacıyla sıcak suyla yıkanılması yanlıştır. Aşırı sıcak su deriyi kurutur, saçlarda matlaşmaya neden olur. Islak saçla dışarı çıkıldığında rüzgarın etkisiyle derideki ani değişimler kuruma ve çatlamaları daha da artırır. Saçınızı kurutmadan dışarı çıkmayın! 
6.Güneş koruyucular yazın kullanılır, şeklindeki düşünce yanlıştır. Ultraviyole ışınları kışın da etkilidir. Güneş ışınları kışın da vücudun açık yerlerine geldiği için yaşlanma riskini artırır. Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için muhakkak el ve yüz için güneş koruyucunun kış döneminde de kullanılması faydalıdır. Ayrıca koruma faktörlü dudak nemlendiricileri de faydalı. Özellikle Nivea ve Neutrogena’nın lipstickleri hem güzel kokulu hem oldukça nemlendirici etkili.
Tabi ki zorunda olmadıkça evde kalmak en iyisi. Soğuk havalarda battaniyelere sarılıp, bütün gün bitki çayları eşliğinde DVD seyretmek büyük keyif. Ama yine de arada bir camları açıp evi havalandırmayı, kuru kalorifer havasını dışarı çıkarmayıihmal etmeyin evde yokken. Havalar soğuk olduğundan oksijen yoğunluğu fazla, bol nefes alın, verin. Ciğerlerinizi temizleyin. Ve kar topu oynayın, hayatın tadını çıkarın!

YAZAR :

Related Post

İLERİ
ÖNCEKİ
Click here for Comments

0 yorum: