7 Doktorlu Hürmüz'ün son absürd macerası

7 Doktorlu Hürmüz'ün son absürd macerası

Vallahi bile bile yapmıyorum dostlar! Ama gün geçmiyor ki "absürd haller" konu başlığı altına yeni bir macera eklemeyeyim.. 7 kocalı Hürmüz'ü bilir misiniz, ha işte onun bir versiyonu bizim evde vuku buldu, hipokondriyak mıyız neyiz bilemedim, bizim kızın resmen 3 hatta artık gitmediğimiz Ağlayan Çocuk Merkezi'ndeki o ulvi Dr. Nazi'yi de sayarsak (niye sayıyoruz ben de bilemedim ama gerek 7/24 ağlamalı günlerden, gerekse macera dolu emekleme kampı ile hatıralarımızdan asla silinmediği için onun o özel yeri kalbimizde hep kalacak tabii) 4 adet doktoru oldu (daha annemlere kalsa bir de Türk doktor edinmemiz şart aslında ama hiç girmeyin ona). Allah'a şükürler olsun ki sağlıklı bir evladımız var ama buna rağmen 4 doktor neyin nesi derseniz, hakikaten Manyak Mıyız Neyiz Yahu?!

Maya'nın ilk doktoru son derece bilgili, sakin, hoş bir adamken, aynı zamanda da zamanı sıfır bir adam olduğu için ve bu durum bana, 1000 sorulu acemi anne'ye hiç mi hiç yaramadığı için, uzuuuun aramalar ve 1 seneye yaklaşan bekleme listesine girme mücadelesinden sonra (burada yazdıydım uzatmayayım), hayallerimizdeki doktora kavuştuk biliyorsunuz. Maya doktorunu çok seviyor (kontrolden sonra verdiği ayıcık şekerlerin etkisi mi dediniz? duyamadım?) ve de gerisin geri zamansız ve amansız doktor numero 1'e dönmeye hiç mi hiç niyetim yok. O defteri kapadım. Kapadım da anacım, defter kendi kendine geri açıldı yahu!

Maya'ya burada rutin yapılmayan ama bol bol ve maceralı maceralı seyahatler eden bir aile olarak bizim ekstradan yaptırdığımız Hepatit A aşısının 2. ve son dozu'nu yaptırma zamanı gelince, ben aklımsıra bir kurnazlık içine girip "doktorunu seven çocuğa hiiiiç boşuna travma yaşatmayayım, şu acılı aşı macerasını zaten sevmediği ve ağladığı 1 numaralı doktora yaptırayım, heheheyt nasıl da cinim ama" diye düşünüp aldım randevumu gittim eski doktora. Lakin eski doktor biraz da eski kafalı bir doktor, ve ben aslında bu doktoru bu kafa yapısından da bıraktıydım (kahrolsun anne beyni, unutmuşum bu detayı). Yahu sevgili doktor, yap aşını çık kardeşim! Olmaaaaz! Çocuğu soyduk, orasına burasına bakıyoruz, gelmişken kilosuna boyuna bakıyoruz, o da nesi, öbür doktorun tartısından 400gr eksik çıkarak 2 yaşında sadece 10kg'lık bir tüy siklete sahip oluşum üzerine (sevgili Türk anaları, bana uygun bi uçurum bulun atlıycam) doktor bana yine "çok zayıf bu" diyor, haydi buyrun kulaç kulaç endişeler denizi (buyrun geçen seferki muhabbet). Sanki ben özellikle yedirmiyorum yahu, n'aapim, yemiyor uleyn! Kazı besler gibi elini kolunu tutup zorla mı besleyeyim, yevru "Üstün Aryan Irkı"na çekmemiş işte, narin bir kelebek (bak bak baaak, olumlu düşünceye geeeel).

Tam hah bitti şimdi yapacak aşıyı çıkacak derkeeen, kolları çok ince, bacaktan yapayım dedi ve birden durdu. Kal geldi ayol doktora. Bıraktı iğneyi geçti çocuğun sırtına bakıyor, hop yatırdı apış arasına bakıyor. N'ooluyor yahu!?

"Tüylenme var" dedi, belli hastalıkların, özellikle bir çeşit (ama hangi çeşit söylemiyor tabii) bağırsak hastalıklarının belirleyicisi olabilirmiş bu tüylenme. Ama neyse ki sırtta apış arasında yokmuş, bir tek (ne ilginçmiş) üst bacağın ön tarafının dış kısmında yaklaşık 5cm2'lik alanda 2mm boyunda açık renkli tüylenme varmış. Hmmmm. Genetik olabilirmiş. Takip edecekmişiz. Artarsa hemen doktoru bilgilendirecekmişiz. Aşıyı yaptı, giydirdim, eyvallahı çaktık, çıktık.

Çıktık da gel şimdi rahat kal. Aklıma binbir türlü düşünce, gözümün önüne goril yavrusu şeklinde bir Maya falan geliyor. Endişeler denizinde boğuluyorum. Prof.Dr. Google'a danışmamak için kendimi zor tutuyorum, zira Prof.Dr. Google bana beyin tümöründen frengiye çeşit çeşit opsiyonlar sunacak, beni daha da delirtecek eminim. Yaw hangi akla hizmet ben bu doktora geldim yine yaw. Kendim ettim kendim buldum.

Ya sizin çocuklarda da var mı bacılar böyle 2mm'lik tüylenmeler? Bu çocuk esmer değil, beyaz tenli, saçı açık kumral, gözü ela bir çocuk aslında gerçekten biraz tüylü sanırım ama ne kadarı normal ne kadarı anormal ben daha önce hiç bebek görmediğim için bilemiyorum. Sapık gibi oyun parkında bebelerin bacaklarına kollarına bakıp duruyorum. Burdaki Alman bebeleri cillop gibi tüysüz, içime bi kurt düştü ayol. Beyaz Atlı Prens beni tiii'ye alıp "hayatım rahatsız oluyorsan yapalım bir brazilian sugaring hahaha" diyorsa da, iş aşının yara bandını çekmeye gelince tiril tiril titriyor. Türk anaları, yazın bakiim, nedir bu kıl tüy işi? Korkayım mı şimdi ben? Hazırolda bekliyorum, yardım edin!

Hayır diğer doktora sorayım diyorum da, artık kontroller yılda bir, doktora Allah korusun ama hastalık halinde gideceğiz, e o zamanda çocuğun derdini bırak tüyünü sor olmayacak tabii. N'apiim şimdi ben bilemedim. Te Allaaaam yahu. Çocuğu eski doktora götürüp yeni travma yaşatmamak derken, kendim travma yaşadım resmen. Hey kafana kıl tüy yumağı düşsün, bol tüylü kedilerin altında kal be eski doktor!