Ce-e diyip kaçıyorum!

Ce-e diyip kaçıyorum!


Geçtiğimiz hafta Münih'te o kadar şahane bir hava vardı ki, bırakın bloğa uğramayı, eve dahi girmedim doğru dürüst. Bu diyarlara bizim anladığımız anlamda yaz çok kısa süreli uğruyor, uğrayınca da biz ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Hani 20 derecede çırılçıplak soyunan, buz gibi denize atlayan turistler vardır ya, işte bu acaip davranışlarının nedeni bu kısacık yazın %500 kıymetini bilmek ve her saniyesini doya doya geçirmek.. Ben de artık böyleyim, azıcık güneş açsın, fırlıyorum dışarıya. Biliyorum ki bu memlekette gerçekten de 2 mevsim var; kış ve Temmuz ;)


Daha 2 hafta önce 13 derece olan hava, bu hafta başından beri 30'lu derecelerde ve bugün rekor derece 36 bekleniyor! Bu bize hiçbir şey değil diyeceksiniz ama Avrupa için ciddi bir derece gerçekten (yaşlılar ve hastalar 30 derecede sıcaktan ölüyor diye bir sürü haber okumuşsunuzdur, bizim yaşlılar 30 derecede yün patik, fanila falan giyerler halbuki). Bu hava her yaz maksimum 2 hafta böyle gider, sonra hop geri 20'lerin başına düşer. Ağustos 2. haftadan itibaren de artık sonbahar başlar, siz pastırma yazları yaşarken biz paltolara geri döneriz.. Olsun yine de seviyorum artık evim dediğim bu diyarları, fotoğraflayarak size de tanıtmak istedim evimi ve evimin çevresini. Bazısı 1-2 senelik fotoğraflar ama olsun, buralarda hayat pek değişmiyor, herşey aynı kalıyor. 


Gördüğünüz gibi bize tüm 1 hafta, 3 aylık yaz tatili gibi geçti.. Bol bol dere ve göl kenarına gittik hatta buz gibi suya atladık, bol bol doğayla içiçe zaman geçirdik, yemeklerimizi bile çoğu zaman piknik şeklinde ya da bahçeli restoranlarda yedik. Evde olduğumuz saatlerin de tamamını balkonumuzda ya da bahçemizde sulu sulu oyunlar oynayarak geçirdik. 2 haftalık yazın bu ilk haftasının %500 keyfini çıkarttığımı söyleyebilirim. 


Şimdiyse kendimi aşıp gerçekten minicik bir bavulu 3 kişilik ailenin tatili için hazırladım (ya söyleyin bana, mayolar, mayo üstüne giyilecek bir takım şeyler, efil efil birkaç giysi, birkaç don ve tuvalet malzemeleri dışında insanın neye ihtiyacı var Allahaşkına, gittiğiniz yerde tamamlarsınız eksikleri yahu, o koca koca bavullara ne koyuyorsunuz gözünüzü seveyim?!) 

Bugünden itibaren 1 hafta Türkiye'ye ananemin evine, anne babama gidiyoruz. İzninizle bloğu da tatile sokuyorum; sadece deniz, kitaplarım, bol bol kiraz ve karpuz ile bol bol uyku ve dinlenmek; tek hedefim bunlar! Bu sefer bizimle birlikte eşimin annesi ve onun eşi de geliyor yani ilk defa böyle cümbür cemaat bir arada, kayın tombalak tatil yapacağız! Bu da beni hem geriyor, hem de "2 büyükanne 2 büyükbaba varken, ben eşimle başbaşa tatil yapabilir miyim acaba?" diye de heyecanlandırıyor. Dur bakalım bizi ne maceralar bekliyor! 14 Temmuz'da görüşmek üzere, hepinize iyi haftalar diliyoruuuuum (beni özleyin anacıĞm)